Şems-i Tebrîzî 40 Kural ve Sözleri

Önder Demir
Şems-i Tebrîzî
Şems-i Tebrîzî (1185 - 1247) mutasavvıf. Asıl ismi Mevlânâ Muhammed'dir. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin gönül dünyasında büyük değişikliklere sebep olan sohbet şeyhi ve çok kuvvetli bir din âlimidir.
€9,99 Softcover

Montag, 21. September 2015

Namaz ve Sırları - Dr. Münir Derman




"Hafizu alas selevatı vessalatil vusta". Ayeti kerimesi namazın farziyet ve beş vakit olmasına delildir. Cemi selâtin muhafazası emrolunuyor. Bir de selâtu vusta vardır. Bir vasatı tasavvur edilecek cemiin en azı dörttür. Bunun ortası olması için beş olması iktiza eder. 

Ekalli Mutesaviyine munkasım, "Ekalli Mutesaviyyini munkasım iki adet zevce adet ki fert tavassut ederse beş olur." 

"İnnellaha tealaferada ala külli muslimin ve müslimetin fi küllin yevmin veleyletin hamse selavat" hadistir. 

Allah’ın emri bütün kadın ve erkek Müslümanlara gece ve gündüz 5 vakit namazdır... 

Namazda ruku, sucud, kade, vardır. İnsan vücudu bu hareketi yapmak için (Bel, diz, ayak mafsallan) ona göre yaratılmıştır. Namazda  cesedi hareketler, ruku, sucud, kade ve diğer hareketler namazın erkanıdır. (Tadili erkan) ismi verilir ve cesede farzdır. 

Namaz Miraçtır. Miraç Resulu Ekremden başkasına yalnız ruhendir. 

Hiç bir peygamber ceseden miraç yapmamıştır. Mekke'den Kuduse kadar (Isra) ceseden olmuştur. 

Bu, namazda tadili erkânın farziyetini ilan eder. Aym zamanda tayyi mekânın mümkün olduğuna işarettir. 

Ondan ötesi sırların sırıdır. Ahadiyet ifadesidir. 

Namaz kılan ruhtur. Cesed değildir. Tadili erkân cesedin ruhla birlikte hareket etmemesi için cesedi bir nevi disiplin altında durdurmaktadır... Bu bahis uzundur. İleride tafsilen izah edilecektir. 

Baş yere koymak isteniyor. Namazda koymasak olmaz mı? Olmaz... Kimin başı yere gelmemişki.. Dünyaya hakim büyük İskender bile bugün bir harabede yatıyor. 

Namaz niçin emrolunmuştur : Muhakkak ki kullara bir şeyle bir şeyin arasındaki hattı faslı gizlemek ve kulunu sevdiği için bir hataya girmesin diye emrolunmuştur. Namaz o halde nedir ki? Bu hattı faslı temin ediyor. (Kelimeyi Şahadet, hac, zekat, selat, savm bunlarda bir Şeyin bir Şeyle temasını kesmek ve yanaştırmak için köprülerdir. 

Farzlar: Allah`a yanaşmak için şekil değiştirmiş bir durumun fiili hareketleridir. O halde gizlenen şey (FARZ) dır. Bu köprüleri geçmek için (ŞAKKI SADIR) gecirmek gerekir... Ve ondan sonra (VE ILA RABBİKE FERGAB) ancak ondan sonra yaklaş emri çıkıyor. 

Kula (ŞAKKI SADIR) ibadetleri hakiki tadili erkâni ile yapmasıyla mümkün oluyor demektir. Tadili erkan o halde : 

Ruhla cesedin bilmediğimiz bağlanışında gizli bazı ulvi hasletleri ortaya çıkarmak gayesine matuftur. Bu hareketler senelerce vücuttaki bu hasletleri ortaya çıkarır. Herhangi bir şeyi yerine getirmek veya harekete geçirmek için sallarız. Bunun gibi... Bunun izahı kelimelere girmiyor. Bundan bir şey anlamıya çalışınız... Sana senden yakın olanla temas ancak böyle mümkündür. 

O halde namaz Allaha yanaşmann merdivenidir. İnsanı maddeden soyar, temas kabiliyetini yükseltir. Kulun teslimiyetini görünce ünsüyet başlar. O vakit insan (Adem) olur. Makamı teslimiyet (İbrahim Makamı) dır. Zor bir makamdır. 

(YAVRUNU BANA ZEBHET EMRİ) tam teslimiyetin, muradı ilâhı olduğunun ifadesidir. Bu makamda ilâhi davet vaki olur. Yanaş... İşte bu davete (NAMAZ) denir... 

Namazın yarısı benim için, yarısı kulum içindir. Buyrulmuştur. Şimdi aklımıza gelmiştir. Efendim Kur'anda Cenabı hak niçin doğrudan doğruya 5 vakit demedi de, namazları muhafaza edin (ORTA NAMAZI) da işte bu Kur'anın sırrıdır. Bu sırrı anlamak içîn namazın Resule doğrudan doğruya emrolunması ve vahiy meleğinin araya girmemesi sebebini bilmek lâzımdır. 

Allah kelâmı olması burada... Bunları açıklayamayız... Hele senin alnın secdede ezilsin... Bakalım. Hele hele. Bunlar senelerce secdeden başını kaldırmıyanlara bile nasip olmuyor. 

Nasip olup bu sırları bilenlerde az değildir... Tadili erkânda hareketler insanı bulunduğu halden başka bir hale sokmaz değiştirmez. Var olan bir şeyi ortaya çıkarır. (Rüku, sucud, varlık halkasını Allah kapısına vurmaktır) hadis. 

Vurmasını bilirsen devlet baş gösterir. Vücud makarrı ilâhi olduğuna göre, varlık madde evin kapısının üstündeki kapıyı çalma halkası da onu vurmak içeriye bir nevi işittirmek olur. Oda ölmeden evvel, vücut şaibesini yok etmektir. Yani temizliğin maddeden başlayıp ruhi en ince hasletlere kadar temizlenmesi, şeffaflaşmasıdır. 

 (ŞAKKI SADIR) DA BUDUR. Ondan sonra (YAKLAŞ) emrine göre yaklaşmak gerekmektedir. 

Gıybet, haset, yalan, dedikodu, haram lokmanın yasaklanması buralara gitmek imkânına namzet kulu korumak içindir, konulmuştur. 

O halde namazın kendisi farzdır. Şekli de talimi ilâhi ile farzdır. Vakitleri de farzdır. Vakit girmeden namaz farz olmaz. Namaz, insanı tabiat, madde libasından soyar, imkân elbisesinden çıkarır. Nâsut zindanından azat eder. 

Namaz bütün ibadetlerin envaına şamil bir fihristi nuranidir. Kulun dergâhı uluhiyetde kendi aczini ilân ettirir. Ve merhameti ilâhiye önünde secde ettirir. Asıl namaz, ibadet halinden aşk ile duyarak, tadarak kılınan namazdır. 

Kıyamda işle meşgul, rukuda hayali ile, sucutta alavere ve dalaveresiyle meşgul olarak fiziki halde kılınan namaz değil... Namazda tadili erkân, erkânı mahsusası ile hakkını vermek olduğu gibi, enfüste huzuru ilâhiyeye girince alemi nâsuttan soyunmaktır. 

Namaz dinin direği Allaha yaklaşmanın merdivenidir. Allaha muhatap insandır. Herhangi bir kimse makamı ademiyete ayak bastımı, ona iman teklif olunur. Yani: Kimsin, nereden geldin, ne olacaksın nereye götürüleceksin denir. Bu makama sahip olana 

(MÜMİN) derler. Bu kâfi gelmez. Allah kulun inandığına teslim olmasını ister. Teslim olur. İnanırsa İSLAM OLUR. (MÜMİN) başka (İSLAM) başka dikkat et... 

Hakka teslim olmak demek (ELHAMDU LİLLAHİ RABBİL ALEMİN) rütbe ve sırrına varmak demektir. Herhangi bir belâ karşısında kaşlarını çatmamak hünerdir. 

Bu çok zor bir makamdır. Makamı teslimiyettir. 

Hazreti İbrahim'in Makamıdır. Şimdi senin söylediğin (ELHAMDU LİLLAHl RABBlL ALEMİN)'i bu ölçü üe ölç. Tart, bakalım ne kadar yaya, ne kadar yavan olduğunu anla... Emeklerin boşuna gitti gider. 

Kulun teslimiyetini görünce daveti ilâhiye vaki olur : 

İşte bu davete (NAMAZ) denir... (NAMAZIN YARISI BENiM İÇİN, YARISI KULUM İÇİN) buyrulmuştur. 

Tekbir alınır. Kalben ve lisanendir. Burada el ile işaret vardır. Bütün âza ile kıbleye teveccüh etmektir. 

"FEVELLl VECHEKE ŞADRAL MESCİDlL HARAM" emriyle memur olduğundan sair âzasiyle de teveccüh ettiği gibi, adresi ilâhi olan kıbleye mütevveccih bulunarak": Yarabbi sen beni ahseni takvim" sırrına mazhar olarak halk ettin, beni kendine muhatap tuttun, bende yüzümü senden gayrisine çevirmedim. Zalime, zulme, küfre, münafık a meyletmedim, insani veçhimi takdim ediyorum diye ellerini kulaklarına kaldırır dünyayı arkada bırakır. Yüz çevresini Allah`a arz eder tekbir alır. Allahın büyüklüğünü ilan eder. 

ALLAHÜ EKBER." 

"ALLAHU EKBER" demek " ALLAH " o büyük yok mu, işte onun şanını haykırıyorum demektir. Tanrı uludur bu manada değildir... 

Kâbe bir surettir. Bütün melek cin ve mahlûkâtın secde noktası... 

Nuri ilâhinin esrar adresesi, bütün ilâhi feyz ve ışıkları bir noktada toplıyan ve yeryüzü perdesine aksettiren yerdir. Kabe... Kıble: Zahirde beytullah... Hakikatte : Nuru (M) i... 

Sırda: Allah’tır. 

"Namazda açılır perdeler ötenin ötesinde 

Sureti rahman görünür kabenin perdesinde"


Namazda hak ile mülakat konuşma vardır. 

Namaz avam için: Huzuru baridir. 

Havas için: Urucu ilâhi. 

Tekbirden sonra huzura girer. Elini bağlar. İftitah tekbirinde el ile işaret vardır. Sağ elini sol elinin bileğine halka yapar. Sol el ameli şeytan vasıtasıdır... 

Fena düşüncelerimi bağladım. Söz veriyorum. Şahidim olsun, işaret parmağı şahittir. (BELÂ KADİRİNE ALA EN NUSEVVlYE BENANEH) bu parmak vücutta Allah’ın hesabına çalışan ve onun istihbarat memurudur. 

Her işe besmele ile başladığı halde, namaza besmele ile başlanmaz, îster huzurda, ister uruçta olsun. Allah ile aranda perde .yoktur. İnsan Allah iledir. (MUSALLİ)... İsim ile başlamak burada edebe münafi olduğundan tesbih ve takdis ile başlanır. İnsan ilmen. Ahlâken kendisinden büyük bir zata ismen hitap etmez. 

Ona layik bir sıfat arar... 

(SUBHANEKE ALLAHÜMME VE BİHAMDİK) duası ile başlar. 

Badehu euzu besmele okunur. 

Bu kıyam, makamı beşeriyettir. 

Biz namaz kılarken bunların hiç birinden haberdar değiliz. 

Sebebi ise biz taklit olarak namaz kılıyoruz. 

Yalnız Cenabı Allah’ın lütuf kapısı büyük olduğundan: 

Bunlar ehli hakiki takliden kapıya kadar gelmişler. Kovmayın içeri alın. Allah’ın iltifatından hissedar olsunlar. Amma bunlar birinci sırada değillerdir... 

(SUBHANE) ile huzurda: Kulum buyur selâmını kabul ettim. Arzun nedir, hitabı çıkar. 

Euzu besmele: Yarabbi, beni fena düşüncelerden, şeytandan muhafaza buyur. Maruzatım vardır. 

Peki kulum. Koruyacağım... Şimdi isminle başlıyorum. Besmele çekersin... 

(ELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN ERRAHMANİRRAHIM. MALİKİ YEVMİDDİN İYYAKE NAĞBUDU VE İYYAKE NESTEİN) 

"Ya Allah seninle sana ibadet eder, senin kapından başka kapı çalmayız. İbadetimiz cennet talebi değildir." deyince : 

Cenabı Hak: Lebbeyk der. 

Ne istiyorsun kulum: İsteğine muntazırım buyur. 

Burası dünya makamıdır kul istediğini ister... 

Sıratı müstakim. Kuranı azimi ister. Ahlâkı Resulü ister, tevhidi ister. Daha yüksek makamlar ister... 

O halde belini bük... Oraya dimdik girilmez. 

Emri çıkar. Kul belini büker. Ruku’a gider... Perde açılır... Kudreti ilâhiye görünmeye başlar... O azametin karşısında abit gayri ihtiyarı (SUBHANE RABBİYEL AZİM) demeye başlar.  

Gördüğü azamet karşısında bunları söyler... Biz rüku’a bunları görmek değil (SUBHANE RABBİYEL AZİM) demek için gideriz. 

Efendim. Hoca efendi ben bunları göremiyorum... Sen jimnastik yapıyorsun. Namaz kılmıyorsun ki... Sen bunları gördün mü... Sana ne... Görmesem 48 senedir hayvan gibi yatar kalkar mıydım... 

Bana da öğret dersen... Pek âlâ derim... 

Kibrini, gururunu yere at... Gel... O zaman bir şey bildiğini zannediyorsun amma... Sende hiçbir şey yok. Yok olanlara söylüyorum. Kendini kandırıyorsun... İslâmiyette kibir yok... Özür yok. Teslimiyet var... 

Namazda secde penceresinden gören göz, ne güzel gözdür... Görmeye lâyık olmıyan hale gelmemiş göze de gözükmez. 

(GÖRMEDİĞİM ALLAHA SECDE ETMEM) diyor Cenabı Ali Keremullâhi veçheli... İslâm olmak kolay. Hepimiz Müslümanız. 

Müslümanım demek güç... Kendimizi ölçelim tartalım... O zaman dilimiz dolaşmağa başlar... Kadın, ellerini erkek gibi yukarı kaldırmaz. Ellerini aşağı çek. Aynı hukukta değilsin... Ay hallerinde huzura çıkamazsın... Elini az aşağıdan tut... Göbek hizasında ellerini bağlıyamazsın. Bizzat bir şeye malik değilsin. Gururlanmıyasın diye ellerini göğsüne bağla... Hay esmasının tezgahısın. Çocuğun sahibisi sen olmadığını bilirsin... Bu işi gördüğünden sana fadıl kapılarım daha çok açıktır. 5 vakit namazını kılar, müstakim gidersin, erkekten 7 defa daha erken bana kavuşabilirsin... Bundan dolayı doğumda ruhunu teslim edersen şehit olursun...Cennet anaların ayağı altındadır. 

Rüku, secde : varlık halkasını Allah kapısına vurmaktır. Hadis. 

Rüku da: Birinci subhane rabbiyel azim... Azameti ilahiye efâl kaydından münezzehtir. 

İkinci subhane rabbiyel azim... Azemeti ilâhiye ıtlak kaydından münezzehtir. Olduğuna delâlet eder. 

Bundan sonra : (SEMİ ALLAHU LİMEN HAMİDEH) Allah benim hamdimi işitti çok şükür... Doğrulur... Kulum bu âlemde hiçtir. Alemi lâhuta, çık bakalım... Sarayı lâmekanı gezmek işter misin?... 

Aman yarabbi... ihsan buyur... 

Oraya beli bükük girilemez. Hakka yanaşmağa buradan başlar...Başını yere koy... Emri çıkar... Hakikat perdesi açılır... 

Birinci secde : Namaz aslından mahv ve fani olur. Yani cesedden ruh ayrılır. Beşeriyetten kurtulur. Allah namına her şeyden soyunduğuna işarettir. Kendine kendinden yakın olana yanaşmağa başlar... 

İkinci secde : Vücut kokusundan eser kalmaz... Kendini hakka terkettiğine, yok olduğuna işarettir. 

Bundan sonra tamamen perdeyi hakikat açılır... 

(SUBHANE RABBİYEL ALA) demeye başlar... 

Birinci : Mertebeyi rububiyetten 

İkinci : Mertebeyi uluhiyetten 

Üçüncü: Her türlü kuyudattan münezzeh olduğuna işaret ve isbattır. 

İşte bu secde (İBADET SECDESİ) dir. 

Secdelerin en makbulü, indi ilâhide en sevilenidir. Bunda rıza gizlidir. 

Hazreti Adem'e yapılan secde başkadır. (TAZİMİ TAHİYYAT) secdesidir. 

Birinci kade: Allaha seyre işarettir. 

Beşeriyetten soyunup vahdete seyir vardır. 

Seyirde kesret olmadığından yalnız ETTEHlYYATİ okunur. 

İkinci kade: Vahdetten kesrete rucu — dönüş olmakla efendimize selâvat mevcuttur. Miraçtan dönüş kendindeki (NUR M) yedir. Selâvat ha unutma... Namaz tamam olur. Kesret alemine girilir ve selâm verilir... 

Miraç bir anda (TURFETÜLAYN) içinde olmuştur. 

Burak: Burak yıldırım kelimesinden müştaktır. 

Sende namazda bir anda bu miracı ruhunla yaparsın... 

Gaflette olursan, bu miraçtan haberin olmaz... 

Çünkü bir an olması: Tahammül edemez insan, şimşek çakar gibi bir andadır. Musallinin miraca hürmetsizlik, yani habersiz olması insanı tadili erkân ile mukayyet kılmıştır. Bundan dolayı haberin olmaz miraçtan... Allahın huzurundan ayrıldığı için : 

(ALLAHÜMME ENTESSELAM VE MlNKESSELEM TEBAREKTE YA ZELCELALl VELlKRAM) söylenir... Yani ya Allah selâm senin ismindir, ismin senden sudur eder. Her ikram ve ihsan ile mütecelli ve senden gayri yoktur. Bunu anlıyanlar : (HUVEL EVVEL HUVEL AHİR HUVEL ZAHİR HUVEL BATIN) sırrının manasına aşma olur. 

Namazı hakkıyla kılanlar, bu halleri zevk edenler, Birinci sınıf müminlerdir. 

Biz onları taklit ediyoruz. 

Allahın rahmeti vasi olduğundan, bizim takliden yaptığımız şu ibadetimizde de elimizi boş çevirerek göndermez. Defteri amalimize bir şeyler yazılır. Bunu Cenabı Hak bildiği için, tadili erkânı da talim ile farz kılmıştır. Hiç olmazsa, hareketi, yatıp kalkmayı doğru yapsınlar diye...   

Dr.Münir Derman

"ALLAH DOSTU DER Kİ... YAZILMAMIŞ SIRLARIN İLKİ YAZILACAK SIRLARIN SONU" Kitabından alınmıştır